17 Ocak 2015 Cumartesi

Twitter


Takip et: @ratinganalizi </a>2010’da Türkiye'de Twitter patladı. 140 karakterle derdinizi anlattığınız bu sosyal paylaşım ağı siyasetçisi, sanatçısı, ünlüsü ve sıradan vatandaşıyla son bir yıldaki tüm polemiklerin çıkış kaynağı oldu.



kullan
Twitter’ın en ‘ünsüz’ ünlülerinden biri kuşkusuz ‘cerilevis’ hesabıyla yazan Ömür Özdemir. İlaç sektöründe çalışan Özdemir’in 17 binden fazla takipçisi var. Özdemir’e öncelikle bu kadar kişinin neden onu takip ettiğini ve Twitter’ın gündelik yaşamını nasıl etkilediğini soruyoruz. Yanıtı şöyle oluyor: “Eğer kendinize ait bir tarzınız varsa bir şekilde yüksek takipçi sayısına ulaşıyorsunuz. Tribünlere oynamak için yazmadığınızda yani tweet’lerinizde samimiyet hissedildiğinde sizi mutlaka fark ediyorlar. Aslında takipçi sayısının fazlalığı birinin çok kaliteli ve güzel yazdığını göstermez. Takipçin arttıkça tabii ki daha dikkatli yazmaya başlıyorsun. Mesela ben genellikle siyasetçilerin ve ünlülerin açıklamaları üzerine yazıyorum. O açıklamalarda tarih ya da içerik olarak hata yapmaktan çekiniyorum. Mesai saatleri dışında genelde Twitter’ım hep açık ama gün içinde cep telefonumdan tweet girdiğim de oluyor.”
Twitter’da ‘kutup_zencisi’ takma adıyla yazan ve 7 binin üzerinde takipçisi olan Oğuz Asma hesabını 2009’da açmış ama aktif olarak 2010’da kullanmaya başlamış. Elektrik-elektronik mühendisi olan Asma, iş nedeniyle Tanzanya, Sudan ve Uganda’da dört yıl yaşamış. “Twitter’da çok takipçin olmasının yolu çok takipçisi olanların senin yazdıklarını retweet etmesinden geçiyor” diyen Asma, Twitter ile ilgili şunları da anlatıyor: “Takipçi sayısı yüksek olanların kendisine göre bir üslubu oluyor. Benim özel olarak yazdığım bir konu yok, her konuyu ti’ye alıyorum, aforizmalar yapıyorum. ‘Çok kişi izliyor aman dikkatli yazayım’ dersen Twitter’ın ruhuna aykırı davranmış olursun. Çünkü beni izleyenler rahat yazdığım için izliyor. Burada çok takipçinin olması aslında çok bir şey ifade etmiyor. Çünkü Twitter kullanmayan birine o dünyada ne kadar takipçin olduğunu anlatman çok saçma. Kaldı ki takipçilerinin bile seni tanıması zor.”
kullan
ÜNSÜZLERİN polemiğine konu olan ve Twitter’da ‘Nooboody’ ismiyle yazan Funda Tekiner 20 yaşında. Modellik yapan ve üniversitede moda tasarımı okumaya hazırlanan Tekiner, Sosyalmedyatv programında fenomen olarak konuk edildiği ve takipçi sayısını artırmak için önce herkesi takip edip sonra vazgeçtiği için eleştirildi. Sanal ortamda tartışmalar devam ederken de hesabını kapattı. İşte Tekiner’in eleştirilere yanıtı: “Twitter’a girdikten iki ay sonra takipçi sayım bindi. Acemiliğimi attıktan ve yazılarımı güçlendirdikten sonra üç ay gibi kısa bir sürede 12 bine yakın izleyici oluştu. Programda benden ‘internet fenomeni’ olarak bahsedilmesinden tabii ki rahatsız oldum. Fenomenlik çok başka bir şey. Fazla takipçi sayısına ulaşmak için 10 bin kişiyi önce takip edip sonra silmekle suçlandım. Böyle bir şey mümkün değil. Benim için takipçi sayısı önemli olsa zirvede bırakıp gitmezdim. Çok takipçinizin olması egosal bir tatmin yaratıyor. ‘Yaratmıyor’ diyen yalan söyler. Ben bunu tüm doğallığımla açık açık söylediğim için tepki aldım. Bu tartışmalarda insanların ne kadar ikiyüzlü olduğunu anladım. Sokakta bir insan linç olsa tüm Twitter ahalisi ayağa kalkar, bir köpek ezilse tüm Twitter canla başla kınar. Beni orada linç etmekten beter etti bazı kişiler ve kimsenin sesi çıkmadı. Hesabımı pes ettiğim için değil insanlara ders olsun diye kapattım.”
DOKUZ yıldır ABD’de yaşayan ve bir holdingin finans bölümünde çalışan Ozan T., Twitter’da ‘komikpanda’ ismiyle yazıyor ve işi sebebiyle soyadını açıklamıyor. Twitter’da altı ayda beş binin üzerinde takipçisi olan Ozan T., Twitter’la ilgili sorularımızı ve yaşadıklarını anlattı: “ABD’de milyonlarca kişi Twitter’da ve Türkiye’de de iki yıl içinde ciddi şekilde bu sayı artacak. Benim Twitter’da olmamın sebeplerinden biri özgürce kendimi ifade edebilmek, insanlar ve olaylar hakkında düşündüklerimi okuyanlarla paylaşabilmek. Mesela aileme veya patronuma söyleyemediğim şeyleri yazmak beni rahatlatıyor. Yazdıklarım yüzünden takipçi sayımın azalmasından korkmuyorum, sadece takipçi olarak gelen ‘önemli’ kişi sayısı arttıkça yazdıklarıma daha çok dikkat etmeye başladım. Benim için Twitter tamamen bireysel mutluluk alanı ve Türkiye özlemimi giderme aracı. Twitter fenomeni bence insanlara çok büyük sorumluluklar yükleyen bir tanımlama. Nooboody’i bir TV programında izledim ve programda söyledikleriyle ilgili kendisine üç değil altı aydır Twitter’da olduğunu ve yaklaşık altı bin kişiyi önce takip edip sonra bıraktığını hatırlattım. Yazdıklarım sert ve onu aşağılayıcı şeyler değildi. Birçok kişi yazdıklarımı destekledi ve olay büyüdü. Bence bana verdiği cevaplarla herkese kendisi malzeme verdi.”
Twitter’a beş ay kadar önce giren ve ortadunyasakini hesabıyla yazan üniversite öğrencisi Erhan Çırak’ın 5 bine yakın takipçisi var. Çırak, kendi Twitter serüvenini ve fenomen tartışmasını şöyle özetliyor: “Takipçi sayım bir gazetecinin bir tweetimi yazmasıyla aniden artış göstermeye başladı. Takipçi sayısını önemseyen birçok yazar var. Bunun en önemli nedeni yüksek izleyici sayısına sahip olan yazarlara gelen bazı teklifler. Kitap yazmak ve televizyon programlarına çağırılmak gibi. ‘Fenomen’ tartışmasının başlamasına vesile olan ilk tweeti ben yazmıştım. Daha sonra diğer yüksek izleyici sayısına sahip olan yazarların dahil olmasıyla büyüdü ve Nooboody adıyla yazan kişinin hesabını kapatmasıyla sonra erdi. Bu kişinin programda ‘internet fenomeni’ olarak tanıtılması benim de dahil olduğum bir grup tarafından ağır olarak eleştirildi. Bunun sebebi Noobody’nin uyguladığı önce binlerce insanı takibe almak, daha sonra onlar tarafından takibe alınınca da takibi bırakmaktı. 140 karakterle, anlık duygu ve düşüncelerini ifade eden insanların ‘fenomen’ olarak tanıtılmaması gerektiğine inanıyorum. Ruh sağlıklarını dahi bozabilecek ego sorunlarıyla karşılaşılan bu insanları, bu mecrada görmeye başladık. Bilgisayarının başına geçtiği anda kendisini fenomen, Twitter’dan çıkış yaptığı anda ise öğrenci, bankacı ve ev hanımı olarak gören insanlar kişilik bölünmesi yaşayabiliyor.”
“Savaşlar hala sıcak, fazla ilerlemiş olamayız.” Bu, tasarımcı-illüstrator Evrim Güvenç’in tweetlerinden biri. Güvenç, Twitter macerası ve milyonlarca kişinin müptelası olduğu bu sosyal ağla ilgili şöyle konuşuyor: “Yazdıklarımda belli bir konsept yok ama geçenlerde takipçilerimden biri ‘Tevriye sanatı yapıyorsun’ demiş bana. Bu kadar kişinin beni takip edeceği aklıma gelmezdi. İlk zamanlar birini bin kişinin takip ettiğini görünce ‘Bu kesin ünlüdür’ diyordum. Çok kişinin seni takip etmesi meselesi var. ">Takipçinin artması insanın havasını filan değiştirmiyor. Bu tartışmalar çok anlamsız. Sonuçta sokakta kimse seni tanımıyor. Twitter bir ürün, sen de bunun bir parçası oluyorsun. ‘Fenomen’ sıfatı da medyanın uydurması. Sonuçta insanlar burada ünlülerle ve maymunluk yapanlarla dalga geçiyor. Eğer maymunluk yaparsam benimle de dalga geçilecek tabii. Burası sadece bilgi akışı sağlayan bir araç.”



">http://adf.ly/wNYjt

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder